Franz Kafka'nın Aforizmalar kitabı üstünde uzun süre düşündüğüm bir kitaptı. Sebebi ise Franz Kafka'nın çok farklı bir edebi görüşü var ve Franz Kafka'yı anlayabilmek için sadece kitaplarını okumakla bunu sağlayabilmek hayli zor. Franz Kafka'nın etrafındaki insanların da ne dediği hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bunların başında Max Brod geliyor. Bildiğiniz gibi yaygın bir görüşe göre, Franz Kafka kitaplarının hiç birini yayınlamak istemiyordu. Franz Kafka'nın incelediğim bütün kitapları, esasında Max Brod'a teslim ettiği notların derlenmiş halinden oluşuyor. Bu notları dünya ile paylaşmamasının sebebi ise, kendi içine gömdüğü bir yalnızlık edebiyatı esasında. Max Brod'un bu kadar güzel notları saklamayı istemiyor ve bunlar paylaşıyor ve günümüze gelen bütün kitaplar esasında bir nevi Max Brod'un eseri olmuş oluyor. . Genel olarak Kafka ile alakalı yazılan yorumlara baktığımda okurların daha fazlaca Dönüşüm kitabı ile bu yazarı okumaya başladığını ayrım ettim. Fakat ben Aforizmalar'ı tercih ettim ama pek de umduğum benzer biçimde olmadı. Sanırım beklentilerim ve mevcud gerçekler birbirinden epey uzaktı. Bence Aforizmalar hızlıca okunup bitirilecek bir kitap değildir, belki her gün bir aforizma okuyarak bu cümleleri anlamlandırmaya çalışmak gerekiyordur.

Aforizmalar'ı okumak düşüncesinde fazlaca heyecanlıydım ve şu açıdan beklentilerim yüksekti. Kafka bu yazılarında daha fazlaca iyi, kötü, Tanrı konulu düşünceleri üzerinde durmuştu ve söylediğim benzer biçimde benim beklentilerim bu yönde değildi. Kafka bu kitapta yer edinen her cümlesinde doğal duygularını yansıtmaya çalışmıştır fakat sanırım birçok aforizmada ben o duyguyu alamadım ve cümlelerin derinliğine inemedim. Tabii tek bir kitap okuyarak bir yazar ve kitabı ile alakalı ayrıntılı bir yargıya ulaşamıyorsunuz sadece en azından Aforizmalar ile Kafka'nın yaşamına bir adım atmış oldum.
Dönüşüm, Şato, Dava benzer biçimde kitaplarıyla da bu dünyaya iyice girmiş olacağım ve doğal ki artı olarak yazarın yaşamı ile alakalı yazılar okuyarak. O kadar aforizma içinde doğal ki "Aa tam olarak öyle" söylediğim ve kendimden bir şeyler bulup anlamlandırdığım cümleler de oldu. Burada tamamı ile alakalı yazamayacağım için birini seçtim. "Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı." Franz Kafka'nın on altı numaralı aforizması. Kimine gore kafes bizi hapsetmeye çalışan hırslarımız, öfkemiz, nefretimizken; bazısına gore kuş aşık olunan, kafes ise aşık olan kişi. Bense kafesi insan zihni, kuşu malumat olarak anlamlandırdım. Lise üçte felsefe dersine giriş yapılırken evvela philosophia sözcüğünün anlamına inilir. Philo sevgi, sophia ise malumat anlamına gelir. Philosophia bilgelik sevgisi iken philosophos kısaca felsefeci da bilgiyi seven, arayan, ona ulaşmak isteyen anlamına gelir. İşte buradaki benzer biçimde kafes olan hepimiz sürekli bir arayış içindeyiz ve bu arayışımızın cevabında ulaştığımız şey ise bu cümledeki kuş. Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı kısaca insan malumat aramaya çıktı. Kitapta bunun benzer biçimde üstünde düşünülebilecek aforizma mevcut. Benim bir sonraki Kafka kitabım Dönüşüm olacak, herkese eğlenceli okumalar.