Stefan Zweig, bir kadın üzerinden kadın kimliğini özellikle bir kadın tutkuyla sevdiğinde neler yapabilir, bir kadının hayatla olan çekişmelerini olağanüstü bir dille anlatıyor.
Şimdi şunu söyleyeyim hani genelde nedir bir erkek dünyasını, psikolojisini, karakterini ve tepkilerini bir erkek daha iyi anlartır veya bir kadının ruh dünyasını, aşk yaşamını, duygularını, komplekslerini, tutkularını veya iç karmaşalarını bir kadın daha iyi anlatır. Ama bu Stefan Zweig için geçerli değil, bir kadının kalbine, beynine ve ruhuna böyle bu kadar güzel yolculuk yapmamızı ancak o sağlayabilirdi.
Bir kadın karakteri, onun ruh yapısını, iç dünyasını kelimelerle öyle bir çiziyor ki tüm benliğinizde hissediyorsunuz. Yani o kadının ruhunu o tutkularını tutkularının peşinden sonra deli gibi aşık olduğu o gence karşı, hayal kırıklıklarını… Önce tapınır gibi sevdiği ama ardından, sevdiği kişinin aslında ayak altına paspas yapılmaya bile layık biri olmadığını görüşünü ve o esnada yaşadığı çelişkileri ve karmaşaları akıcı bir dille anlatıyor. Yazar, duygulara adeta elbise biçiyor ve onlara resim çiziyor.
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim, okuduktan sonra yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.. 😊
0 Yorumlar